Sunday, April 29, 2007

DANS EDEN ŞEHİR: LYON - Trendsetter - Nov.06





...ve İstanbul’dan bir “Kağıt Gemi”




Aylin Kalem

9-30 Eylül 2006 tarihlerinde bu yıl on ikincisinin gerçekleştiği Lyon Dans Bienali’ne beş kıtadan, 29 kentten topluluklar katıldı. Fransa’nın bu tarihi şehrinde 600 sanatçı 33 farklı mekanda 156 gösteriyle yer aldı. Ayrıca 15 dünya prömiyeri, halka açık paneller, profesyoneller arası buluşmalar, film gösterimleri, sergiler, tematik partiler ve 4500 katılımcısıyla Lyon sokaklarında “defile” adı altında düzenlenen bütün halkın katıldığı geçit töreni düzenlendi. Bu büyük organizasyona İstanbul’dan Noland adlı genç bir dans topluluğu “Kağıt Gemi” isimli koreografisiyle, Çıplak Ayaklar Dans Kumpanyası geçit içinde yer alarak ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğretim üyesi Prof. Şebnem Aksan “Türkiye’de dans ve çağdaş konumu” konulu bir konuşmayla katıldı.


Bienalin tarihi:


1984’te, Lyon Fourvière Festivali’nin ardından düzenlenmeye başlanan Lyon Dans Bienali, ilk yılında, henüz doğmakta olan çağdaş dans alanının yeni ifade biçimlerini sunmakla başlamış. 1986’da ise çağdaş dansın ilham aldığı diğer alanlara da odaklanmış. Bir sonraki bienalde ise dansın tüm şehirde halka açık yerlerde kutlanmasına önem verilmiş ve halkın da katılabileceği balolar, partiler düzenlenmiş. 90’lı yıllar ise dansa, sanatsal statüsünü korumakla beraber popüler bir boyut kazandırmayı hedeflemiş. 1996’dan bu yana ise tüm halkı içine alan bir geçit törenine önem verilmiş. Bu geçiti düzenlemenin gerisinde bienalin kurucusu ve sanat yönetmeni Guy Darmet’nin Rio’ya yaptığı yolculuk var. Darmet, buradan “ütopik, naif, idealist” bir fikirle döndüğünü belirtiyor: “insanları buluşturmak, onlara birlikte var olma arzusunu aşılamak.” Bu amaçla düzenlenen geçit artık Lyon’un bir simgesi haline dönüşüyor.



Bu yıl:


Guy Darmet dünya nüfusunun %50’sinin kentlerde yaşadığı gerçeğinden yola çıkarak bu yılın temasını “kentler” olarak seçmiş ve kentin her köşesine, entelektüel veya sosyal herhangi bir sınır gözetmeksizin dansı sokmayı amaçlamış. Bu çerçevede, kullanılan 20 tiyatronun yanı sıra sinema, alışveriş merkezleri, pazar yerleri, sokaklar gibi her kesimden insanın katılacağı mekanları da belirleyerek şehirdeki pek çok kurumu bu büyük ve kapsamlı organizasyona dahil etmişler. Program dört ana başlık altında gruplanmış: Kent oluşumu danslar, dansın yaşamın kalbini oluşturduğu kentler, koreografi ve çağdaş mimari arasındaki ilişki ve halka açık mekanda sergilenen danslar.



Türkiye’den “Kağıt Gemi”


Noland ise bu yıl bienale İstanbul’u taşıdı. Sanat yönetmenliğini Esra Yurttut ve Burak Kolcu’nun üstlendiği Noland çok genç bir oluşum. 2004’te kurulan topluluk İstanbul ve Ankara’da “Saat kaç?”, “İki”, “5i 1 yerde” adlı koreografilerini sergiledi. “Kağıt Gemi”de Esra Yurttut ve Kerem Kelebek dansetti. Müziklerini özgün olarak Emre Nişancı, Özgür Kurcan ve Orkun Öker gerçekleştirmiş. Video görüntüleri ise Burak Kolcu’ya ait.




“Kağıt Gemi” İstanbul’un gelecek ve gelenek arasında sıkışmış, umursamaz gibi görünen ama aslında hala kuvvetle birilerinin çocuğu, birilerinin torunu olan genç neslini yansıtıyor. Yaşamın hızla değişen biçimi ve artan temposu ona geçmişi unutturuyor gibi gözükse de kaybetmenin verdiği şokla çöküş ve farklı bir bilinçle yeniden uyanışını anlatıyor. Bunun ardından kağıt gemiyle başlayan bilinmeze doğru bir yolculuk başlıyor.



Bu hikayenin aktarılma sürecinde sunulan küçük bölümlerde iki dansçının çizdiği kişilikler aslında aynı zamanda da İstanbul’un kendisini anlatıyor. Rutin iş hayatından dolayı yorgun; trafikte, otobüste, aynı zamanda da gelecek ve geçmiş arasında sıkışmış; ikili ilişkilerde ürkek, çekingen, acemi; stresten, güvensizlikten ve zapt edemediği enerjisinden dolayı kavgacı; hiç büyümeyen çocuksu haliyle kırılgan… Bu iki genç, içinde geçmişi, pişmanlığı, vurdumduymazlığı eritip birlikte beyaz bir umuda dönüştürdükleri kağıt gemileriyle yeni bir yolculuğa çıkıyorlar. Belki de daha insancıl ve basit bir yaşama doğru.



Kare bir kağıt ya da peçete bulduğumuzda çocukluktan gelen bir alışkanlıkla hemen hemen herkesin yapmayı öğrendiği kağıt gemi. Çocukluğumuzun sade, beyaz ama küçük de olsa bir zaman ve emek gerektiren ritüeli. Noland bize “Kağıt Gemi”yle bu koşuşturma üzerine kurulu kent hayatında durup geçmişe bir an bakmayı ve geleceğe doğru yolculukta geçmişin izlerini yanımızda taşımayı öneriyor. İddialı bir tavır takınmadan sadece durup bakmayı, paylaşmayı, birlikte bir şeyler inşa etmeyi ve edinimleri birlikte götürmeyi hatırlatıyor.




www.bienale-de-lyon.org

No comments: